blow out

  1. (a) sön(dür)mek.
    The candles blew out at once. (b) (fırtına vb.) dinmek, hafiflemek.
    The storm
    has blown itself out. (c) (petrol veya gaz kuyusu) kontrol edilemeyecek şekilde petrol/gaz kaçırmak, (d) (izabe fırınını boşaltıp temizleyerek) faaliyetine son vermek, (e) şişirmek.
    to blow out one's cheeks: avurtlarını şişirmek, (f) boşaltmak, çıkarmak.
    to blow the air out (from gas pipes, etc.): (gaz borularının vb.) havasını boşaltmak/çıkarmak.
    to blow out a boiler: kazanın suyunu boşaltmak. (g) (rüzgârla) uçmak, uçup gitmek.
    My paper blew out of the window.
(oto lâstiği) patlama. Noun
(buhar, hava vb.) boşalma. Noun
sigorta atması: fazla akım geçince sigorta telinin ergimesi. Noun, Electronics
(petrol, gaz vb.) (kontrol dışı) fışkırma. Noun
flameout. Noun, Aviation
eğlenti, cümbüş. Noun
sön(dür)me: yakıt gelmemesi yüzünden jet motorunun durması. Noun
(a) beynine kurşunu sıkmak, beynini patlatmak, intihar etmek, (b)
argo kafa patlatmak, çok sıkı
çalışmak.
He blew his brains out to pass the exam.
birini saf dışı bırakmak Verb
birini geçmek Verb
birini arkada bırakmak Verb
birini alt etmek Verb
birinin beynini uçurmak Verb
birinin beynini patlatmak Verb
birini öldürmek Verb